Her şey 2017 yılında başladı, Türkiye’de yaşayan çoğu genç gibi benim de kariyer hedeflerim arasında yurt dışında eğitim görmek ve tecrübe kazanmak vardı.
Bunun için ülkelerin uluslararası öğrencilere ayırdığı bursları araştırmaya başladım, 1 yıllık bir araştırmanın sonucunda benim için en uygun olan ülkenin Rusya olduğunu anladım.
Rusya her yıl binlerce öğrenciye istedikleri bölümlerde tam burslu eğitim imkânı sunuyordu.
Ankara’da bulunan Rusya Eğitim ve Bilim Ajansı’nın hazırlamış olduğu sınav ve mülakatlara hazırlanmaya başladım, 6 aylık bir hazırlığın sonunda mülakatlardan 93 puan alarak bursiyer olmaya hak kazandım!
Hayatımın dönüm noktası işte tam olarak bu oldu, haylilerime ve kariyer hedeflerime giden yolda ilk adımımı atmış oldum.
Havacılık ve Uzay bilimlerine olan ilgimi Makine Mühendisliği alında alacağım teorik bilgilerle birleştirmeye karar verdim!
Sıra şehir ve üniversite seçmeye geldiğinde içimdeki Kuzey Avrupa merakı tekrar uyandı.
Rusya’nın Avrupa’ya açılan kapısı, Finlandiya Körfezinin incisi, St. Petersburg benim için en doğru karardı.
Rusya’nın en eski ve prestijli üniversiteleri burada yer alıyordu ve şehir tam anlamıyla beni kendine çekiyordu.
2018 yılının temmuz ayında Öğrenci Vizesine başvuru yaptım ve 2 hafta gibi kısa bir sürede olumlu vize sonucumu aldım.
St. Petersburg’a bir uçak bileti kadar yakındım artık!
Yeni hayatıma başlamadan önce Rus Tarihi hakkında çok kapsamlı araştırmalar yaptım, Moskova ve St. Petersburg gibi iki kıymetli şehrin kuruluş hikayelerini araştırdım.
St. Petersburg’un yeri benim için çok özeldi,
Özellikle St. Petersburg’da Sovyetler Birliğinin etkilerini çok net bir şekilde görebiliyordunuz kendini burjuva olarak nitelendiren halk zaman zaman yabancılara karşı milliyetçi davransalar da çoğunun kibar ve yardımsever olduğunu söyleyebilirim.
İnsanlar üzerindeki etkisi bir kenara dursun Sovyetler Birliğinin Rusya’ya bırakmış olduğu en kıymetli hazine Mimarisi olabilir, yıllara meydan okuyan tarihi yapılar, müze gibi sokaklar ve açılan köprüler.
Sıcak bir Eylül ayında St.Petersburga gelmiştim, sokaklarda konserler veriliyor insanlar nehir turu yapıyordu, binlerce Çinli turistten bahsetmiyorum bile …
Bütün araştırmalarımın arasında bende en merak uyandıran özellik kesinlikle Beyaz Gecelerdi.
Beyaz geceleri gördüğüm ilk günü unutamıyorum, özellikle yaz aylarında hava asla kararmıyor, geceleri pembe bir gökyüzü ile karşılaşıyorsunuz,
Tek kelime ile mükemmeldi!
…
Neredeyse 4 yıldır Rusya’da yaşıyorum ve birbirinden güzel binlerce tecrübe biriktirdin, bu tecrübeleri yıllardır yakından takip ettiğim Kanada Geyikleri ve bütün sevenleri ile paylaşmak istiyorum!
Yazar: Ömer Güngör