Jet-lag halk dilinde, uzun mesafeli uçuşlarda vücudun hızla değişen zaman dilimine uyum sağlayamaması olarak açıklanıyor. Vücudun biyolojik saatiyle, seyahat edilen yerin saatinin uyuşmaması ve vücudun bocalaması anlamına geliyor kendisi. Melatonin salgımız gözümüzle algıladığımız ışıkla ilişkili. Geceleri karanlıkta melatonin düzeyimiz artıyor; sabah ışıkla beraber düşüyor. Bu; iştah, beslenme düzeni, bağırsak hareketleri, kan basıncı, vücut ısısı gibi birçok vücut fonksiyonumuzu etkiliyor.
Mesafe Arttıkça Şikayetler Artıyor
Normalde vücudumuzun biyolojik saati, yerel saatle uyum halinde çalışıyor. Akşam olunca uykumuz geliyor, sabah olunca uyanıyoruz, acıkıyoruz. Hızla yer değiştirdiğimizde, günün farklı bir zaman birimine geçince vücudun biyolojik saati mevcut yeni saat dilimine uyumda zorlanıyor haliyle. Uykusuzluk, yorgunluk, kabızlık ya da ishal, dikkat bozukluğu, iştahsızlık gibi keyif kaçıran durumlara yol açıyor. Özellikle batıdan doğuya seyahatlerde şikayetler daha belirgin olabiliyor. Mesafe arttıkça şikayet oranı da artıyor. Gece-gündüz döngüsünde ışık ve karanlık değişimlerine göre kendini ayarlayan fizyolojimiz zorlandığından bu hal oluşuyor. Uçaklarda oksijen basıncı normale göre düşük olduğu için, bunun şikayetlerin gelişmesine katkıda bulunduğu düşünülüyor. Bazılarında sadece 3 saat farkı ile şikayetler ortaya çıkabilirken, bazı kişilerde çok daha fazla saat farkı şikayetlere sebep oluyor. Aslında herkes az veya çok etkileniyor. Bazı insanlar ortaya çıkan belirtilere daha duyarlı oluyor.
Çocuklarda Jet-Lag Etkisi
Saat farkına uyum, her insanda farklı olmakla birlikte ortalama olarak 2-3 günde sağlanıyor. Ancak bir haftaya kadar da uzayabiliyor. Biz aslında çabuk adapte olabileceğimizi düşünüyorduk, lakin bununla baş edemeyen ve çok alakasız saatlerde, örneğin gece 3’te kalkıp, “Hadi oyun oynayalım” ya da “Kahvaltı edelim” diyen bir miniğimiz olduğundan pek düzenli uyuyamadık ve bizde biraz daha uzun sürdü. Öğrendik ki, uyku saatleri çok düzenli olanlar en çok etkileniyormuş. Çocuklarda daha fazla görülmesinin sebebi olarak da bu gösteriliyor.
Biz, rötar yüzünden Toronto saatiyle 23.00 civarı evimize ulaşmıştık. Gelir gelmez hemen yatamadık. Evimiz hazırdı, ama kendi nevresimlerimizi bulup takma, elzem eşyaları çıkarma derken oyalandık ve gece 02.00 sularında ancak yatabildik. Yorgunluktan uyuyamak da eklenince ilk gecemiz pek de dinlendirici geçemedi. Ertesi gün ve sonraki iki gün daha, 2,5 yaşındaki oğlumuz Demir sürekli uyku halindeydi. Gündüzleri hiçbir şey yemek istemiyor, uçaktaki hali aklına gelip yedikçe çıkaracağını düşündüğünden yemeyi reddediyordu. Getirdiğimiz oyuncaklarını çıkardık, yetmedi saklambaç, boyama, müzik açıp dans etme gibi bir çok oyun ürettik ama hiçbirine hevesle tepki vermedi. En fazla iki dakika bize eşlik ettikten sonra koltuğa geçip, kendini yastığa bırakıyordu. Olduğu yerde uyuyakalıyor, uzun saatler uyuyordu.
Çocuk Ne Kadar Küçükse, İşiniz O Kadar Kolay
Biz ertesi günden sonra kendimize geldiğimiz halde, o hala bu durumda olunca “Acaba gelişimizden psikolojik olarak olumsuz mu etkilendi?”, “Anneannesi, teyzesi, halası, kuzenlerini mi özledi?”, “Eski evini, odasını mı arıyor?” , “Burayı beğenmedi mi?” düşünceleriyle dolmaya başladı beynimiz. Hatta, midesindeki problemle alakalı olabileceğini düşünüp doktoruyla da konuştuk, . O da yemek yedirmek için ısrar etmememizi, en fazla 2-3 gün içinde kendine gelip normale döneceğini söyledi. Çok güvendiğimizden içimiz rahatladı ve biz de onu vücut ritmi oturana kadar kendi haline bırakmaya karar verdik. İstediği yerde, istediği kadar uyudu uyandırmadık. Kendisi acıktığını söyleyene kadar yemek teklif etmedik. Nitekim, 4. gün tam olarak saat farkına uyum sağladı. Gece ve öğle uykuları normal saatlerine döndü. İştahı ve keyfi yerine geldi. Biz de rahat bir nefes aldık. Aslında bu süreci, çocuğunuz ne kadar küçükse o kadar kolay atlatıyorsunuz. Büyüdükçe ilk uzun uçuşları biraz daha sıkıntılı olabiliyor.
Jet Lag Oluşmaması İçin Uzmanların Tavsiyeleri
Yeni zaman dilimine adapte olmayı kolaylaştırmak için şunları yapabilirsiniz;
- Seyahate çıkmadan birkaç gün önce, gideceğiniz yerin saatine uygun olarak uyumaya çalışın.
- Batıya giderken 1 saat sonra, doğuya giderken 1 saat önce yatağa girin.
- Seyahat öncesi yorgun ve uykusuz kalmaktan kaçının.
- Stresten uzak durun.
- Uçuş süresince bol su tüketin ve az kahve için.
- Kısa aralıklarla uyuyup uyanın.
- Hafif yemekler yiyin ve bu dönem geçene kadar alkolden uzak durun.
- Belli aralıklarla uçakta hareket edin, kol ve bacak egzersizleri yapın.
- Uçağa bindiğinizde saatinizi yeni zaman dilimine göre ayarlayın.
- Gideceğiniz yerin uyku saatine uygun zamanda uyumaya çalışın.