Kanada’da Kendi Alanında İş Bulmak
Eşimle birlikte Toronto’ya taşınalı 5 sene oldu. Şu an geriye dönüp baktığımda katettiğim yolu görmekten ve mesleğimi burada da icra etmiş olmaktan mutluluk duyuyorum. Peki bu süreçte neler yaptım, her şeyden önce buraya nasıl gelip yerleştik bunlardan bahsedeceğim.
Toronto’ya yerleşmemiz eşimin burada yazılım mühendisi olarak iş bulması ve iş veren şirketin bize sponsor olması sayesinde oldu. İkimizin de bir süredir Avrupa ve Amerika’da iş arayışı mevcuttu ancak hiçbir zaman hedefimiz Kanada olmadı. Sadece eşim 2 sene boyunca yaklaşık 500 den fazla pozisyona başvuru yapmıştır diyebilirim. 30 tanesiyle mülakat imkanı bulup, 10 tanesiyle son aşamaya geldi. Çeşitli sebeplerden dolayı da en son Toronto’da görüştüğü firma ile anlaştı ve ardından buraya taşınma kararımızı verdik. Öncesinde 1 sene işyerinin sponsor olmasıyla bize tanınan geçici çalışma ve yaşama vizesiyle, sonrasında da göçmenliğe başvurup hak kazanarak yolumuza devam ettik.
Kanada’dan genel olarak bahsedecek olursam tam bir göçmen ülkesi olduğunu söyleyebilirim. Özellikle Toronto’da sokakta yürürken onlarca farklı ülkeden insan görmeniz mümkün. Gelen göçmenlerin çoğu eğitim için gelip burada kalıyorlar veya yeterince kalifiye oldukları için göçmenliğe hak kazanarak geliyorlar. Haliyle bu da kendi alanınızda kalifiye bir iş bulmada rekabeti artırıyor. Nereden gelirseniz gelin, sizden ilk istenen Kanada tecrübesi. İlk akla gelen soru ise “Amacım zaten iş bulmak. İş bulmadan Kanada tecrübesini nasıl edineceğim?” oluyor. Tabii yazılım gibi bazı sektörlerin şansı diğer sektörlerden daha fazla olabiliyor. Eşimin örneği gibi örneklere rastlanabiliyor. Bu da tamamen sizin mesleğinizde ne kadar iyi olduğunuzla ve geçmiş tecrübelerin ile alakalı.
Benim hikayem…
2010 yılında Celal Bayar Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Sonrasında Ege Üniversitesi’nde MBA eğitimi aldım. Eğitim gördüğüm bu iki alandaki bilgilerimi birleştirerek, gıda katkı ve hammaddeleri sektöründe teknik satışa yönelmeyi tercih ettim. Öncesinde İzmir’de, daha sonra İstanbul’da, bu sektörde faaliyet gösteren, çoğunlukla Avrupa menşeili uluslararası farklı firmalarda toplam 5 sene kadar teknik satış mühendisi olarak çalıştım. Ancak yeni bir ülkeye taşındığınızda, hele ki bu ülke Kanada ise geçmiş tecrübeleriniz ilk etapta size her zaman ayrıcalık tanımayabiliyor. Özellikle benim gibi geçmiş tecrübeleriniz teknik bir alanda bile olsa daha çok satış ile bağlantılıysa… Kanada’da piyasayı bilmemem, burada iş dünyasında bir çevrem, müşteri portföyüm olmaması ve kültürünü yeterince tanımamam benim için işleri oldukça zorlaştırdı. Kendime almış olduğum eğitimle bağlantılı yeni bir alan seçmeyi tercih etmem ve bir nevi sıfırdan başlamam gerekiyordu. Bir gıda mühendisi olarak burada çalışabileceğim en iyi alan olan kalite güvence alanına yönelmeye karar verdim. Tabii bu konudaki zorluk da, kaliteci olarak hiçbir tecrübem olmamasıydı. Şanslı olduğum nokta ise, Türkiye nin aksine Kanada’da insanların 40 yaşından sonra bile kariyer değiştirebilmesiydi. Sonuç olarak, 2 senelik çabanın sonunda kalite güvence sorumlusu olarak yeni işime başlamış oldum. Bu süreçte attığım adımları ise şu şekilde sıralayabilirim;
1- Tekrardan alanınızda eğitim almak
Türkiye’de çok iyi bir üniversiteyi dereceyle bitirmiş olabilirsiniz ancak maalesef özellikle bu kıtada mezun olduğunuz okulunuz, hatta ülkeniz bile yeterince tanınmıyor. Kanada’da college denilen, burası için oldukça geçerli üniversite harici eğitim kurumlarında 1 veya 2 senelik programlar bulabiliyorsunuz. Hatta bu sırada hafta içi tam zamanlı çalışmak isterseniz, çalışanlara yönelik yarı zamanlı çoğunlukla hafta sonu olan ve/veya hafta içi akşam olan programlar da bulabiliyorsunuz. Ben de bu programlardan birine kaydoldum. Esas amacım bilgilerimi tazelememin yanında sektörde çevre edinmekti. Program sonunda alacağım diplomanın da faydalı olacağını biliyordum. Ancak kendinize birşey katmadan sadece diploma almak, Türkiye’de olmadığı gibi burada da bir işe yaramıyor.
2- Mesleki çevrenizi genişletmek, yeni bağlantılar bulmak
Benim tekrardan okula kaydolmamın esas sebebi belirttiğim gibi Kanada’da gıda sektöründe bağlantılar edinmekti. Bir çok sektörel meet-up aktivitesine katılarak da yeni insanlarla tanışabilirsiniz ancak tek seferlik bir aktiviteden tanıştığınız birinin sizi yeterince tanımadan size referans olmasını bekleyemezsiniz. Bu sıkı rekabet ortamında kendinizi gösterebilmeniz için bence, yarı zamanlı bile olsa bir program size harika bir fırsat sunuyor. Hocalarınız veya sınıf arkadaşlarınız zaman içinde ne kadar azimli olduğunuzu görüp, size iş bulma konusunda yardımcı olabiliyor. Nitekim benim iş bulmam tam da bu şekilde oldu. Yıllardır Kanada’da gıda sektöründe çalışan ve kendini geliştirmek için benim katıldığım programa katılan bir sınıf arkadaşımın vesilesiyle, onun çalıştığı firmada staj imkanı buldum. Sonrasında ise firmanın hizmet verdiği firmalardan birinde “Kalite Güvence Sorumlusu” olarak işe başladım. İlk adımı attıktan sonra kendinizi kanıtlamanız halinde muhakkak gerisi geliyor.
3- Staj yeri bulmak veya gönüllü çalışmak
Ben kendi şansımı okul ortamındaki herkesle konuşarak kendim yaratmış oldum. Ancak bu tabiki de staj yeri bulmak için tek yol değil. Tam zamanlı bir çok college programının sonunda okul size staj yeri buluyor. Yarı zamanlı programlarda genellikle bu imkan yok. Ancak Adult Learning Center dedikleri kurumların kalifiye göçmenler için co-op programlarına katılarak kendi alanınızda gönüllü kısa süreli iş bulabiliyorsunuz. Bu gönüllü işler genellikle 3 ay ve staj formatında oluyor. Sonrasında ise staj yaptığınız yer pozisyon olması halinde yüksek ihtimalle size dönüş yapıyor veya artık kısa da olsa bir Kanada tecrübeniz olduğu için siz başka bir yerde daha kolay işe girebiliyorsunuz.
4- Başlangıç işlerini küçümsememek
Özellikle biz Türkiye’den gelen göçmenlerde gördüğüm iş beğenmeme durumu çok yaygın. Türkiye’de genel müdür pozisyonlarına yükselmiş veya çok iyi üniversitelerden dereceyle mezun kişiler bu durumu daha çok yaşıyor. Başlangıçtaki pozisyonunuz ve stajyer olma fikri sizi memnun etmeyebilir ancak unutmayın ki dünyanın dört bir yanından gelip kendi ülkesinde doktora yapmış kişiler dahil neredeyse herkes benzer aşamalardan geçiyor. Zaten sonrasında geçmiş tecrübe ve eğitiminiz hesaba katılıyor, yükselmeniz veya daha iyi bir iş bulmanız çok daha hızlı oluyor. Bu yolda tek yapacağınız sabırlı olmak ve hiçbir işi küçümsememek. Şu anki işimden önce 7 ay kadar Starbucks’da barista olarak çalışmıştım. Orada edindiğim en büyük tecrübe, Kanada çalışma kültürünü anlamak oldu. Eğer ilk mülakatımı esas istediğim iş için gerçekleştirmiş olsaydım, muhtemelen başarılı olamazdım.
Özetle, başta bana da çok zor gibi gözükse de, doğru adımları atarak ve sabır göstererek hedefe ulaşmanın o kadar da zor olmadığını görmüş oldum. Kendinize güvenip, sabırla yolunuza devam ederseniz, başaramamanız için hiçbir sebep yok. Bu yazımın Kanada’da veya başka bir ülkede benimle aynı yollardan geçecek birine ışık tutması dileğiyle..
Sevgiler,