Kanada’da hükümet soruşturmasına ait basına sızan bir rapora göre, “soykırım” olarak tanımlanan olaylarda, binlerce Kanadalı kadın ve kız çocuğu, yaklaşık yarım yüzyıl boyunca ya öldürüldü ya da ortadan kayboldu.
CBS News tarafından yayımlanan belgede, kadına şiddetten mağdur olmada yerli kadınların oranının çok daha fazla olduğu ve bunun arkasında “devletin eylemleri, kökleri sömürgeciliğe dayanan eylemsizlikleri ve sömürgeci ideololojileri”nin bulunduğu ifade ediliyor.
İnsan hakları grupları, ülkede öldürülen ya da ortadan kaybolan kadınlar ve kız çocuklarının durumuna onlarca yıldır dikkati çekiyor. Ulusal Adalet Enstitüsü’nün yaptığı bir çalışma, Kızılderililer ve Alaska yerlisi kadınların yüzde 84’ünün şiddete maruz kaldığını, yarısından fazlasının da yakın ilişki içinde oldukları partnerlerinden şiddet gördüğünü ortaya koyuyor.
Kamuoyuyla paylaşılması beklenen rapordaysa şu değerlendirmeler yer alıyor:
“Binlerce yerli kadın, kız çocuğu ve 2SLGBTQQIA (iki ruhlu, lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, transseksüel, interseks ve aseksüel) kişilerin şimdiye dek Kanada soykırımında kaybolduğunu biliyoruz. İlk Milletler (Kanadalı Kızılderililer), İnuit ve Metis halklarının hala burada olduğu ve nüfuslarının arttığı gerçeği, soykırım yükünü hafifletemez.”
“Güç ve Yerin Geri Kazanılması” başlıklı belgeye göre, “meselenin ehemmiyeti” açısından soruşturma ekibinin, “soykırımın yasal tanımına göre yerli halkların yaşadığı Kanada soykırımı hakkında ek bir rapor” hazırladığı kaydediliyor.
Bin 200 sayfayı aşan raporda, 230 kadar tavsiye yer alıyor.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nun talimatıyla başlatılan ve öldürülen ya da kaybolan yerli kadınlar ve kız çocuklarıyla ilgili yürütülen soruşturma 2,5 yıl sürmüştü.
Yapılan hesaplamalar, Kanada’da 1970’lerden bu yana 4 bin kadar yerli kadın ve kız çocuğunun ya öldürüldüğü ya da ortadan kaybolduğunu gösteriyor. Ancak son soruşturma raporuna göre, gerçek rakamın tespit edilmesinin imkansız olabileceği belirtiliyor.
2014 yazında 15 yaşındaki Tina Fontaine’nin öldürülmesi, bu meselelerle ilgili ulusal bir soruşturma yürütülmesi çağrılarını beraberinde getirmiş, 2015’te Birleşmiş Milletler (BM) de bir kamu soruşturması açılmasına destek vermişti.
Yeni raporu ortaya koymak için yapılan soruşturma 24 oturumda gerçekleşti ve toplantılara aile üyeleri öldürülmüş ya da kaybolmuş olanların da aralarında bulunduğu 2 bin 380 kişi katıldı.
Dünyanın en dehşet veren seri katillerinden biri olan ve 2007’de tutuklanan Robert Pickton, Vancouver’daki çiftliğinde 49 kadını katlettiğini itiraf etmişti.
İddialara göre polis yetkilileri, bu kadınların kaybolma vakalarını seks işçisi ve çoğunlukla Kanada’nın yerli halkından oldukları için ciddiye almamıştı.
Kaynak: Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol