Ticaret savaşı tartışmaları geçici olarak sakinleşse de, Kanada tüketicileri olası tarifelerin günlük yaşamın temel ihtiyaçlarının, özellikle de market alışverişi ve gıda ürünlerinin fiyatlarını nasıl etkileyeceği konusunda endişelerini koruyor. Uzmanlar, her iki ülke sınırında da tarifelerin devreye girmesi durumunda meyve, sebze ve paketlenmiş gıda ürünlerinde en büyük fiyat artışının yaşanacağını öngörüyor.

Gıda Fiyatlarında Olası Artışlar

ABD Başkanı Donald Trump’ın tarifeleri ve Kanada’nın misilleme önlemleri, Salı günü devreye girecekken Pazartesi akşamı en az 30 gün süreyle askıya alındı. Ancak, bu durum tüketicilerde belirsizlik yarattı. Kanada Gıda, Sağlık ve Tüketici Ürünleri Derneği Başkanı Michael Graydon, “Misilleme kapsamında uygulanacak tarifelerin gıda fiyatları üzerindeki en büyük enflasyon etkisini yaratacağını” belirtiyor. Graydon, “Hükümetin hangi ürünlere vergi koyacağına bağlı olarak, listenin içerisindeki pek çok gıda ve gıda üretiminde kullanılan malzeme Kanada pazarında bulunmadığı için fiyatlarda artış kaçınılmaz” diyor.

Ayrıca, Graydon paketleme sektörünün de bir diğer kırılgan alan olduğunu vurguladı. “Paketleme için büyük ölçüde Amerika’ya bağımlıyız. Eğer gelecekte bu ürünler de listeye girerse, bu durumun da etkileri olacaktır,” şeklinde sözlerine ekledi.

Bunun yanı sıra, ABD’deki benzin fiyatlarının da Kanada’daki ham petrol ihracatına %10’luk tarife ile etkileneceği ve bu durumun ABD rafinerileri üzerinde baskı oluşturacağı, dolayısıyla Kanada’ya yönelik ithalatın artan maliyetinin nihai olarak ABD tüketicilerinin ödeyeceği ek maliyetlere yansıyacağı bildiriliyor.

Meyve, Sebze ve Diğer Ürünlerde Fiyat Dalgalanmaları

Kanada, kış aylarında yurt dışından meyve ve sebze ithalatına büyük oranda bağımlı. Bu mevsimde yaşanan fiyat dalgalanmaları, tarifelerin devreye girmesi durumunda daha da şiddetlenecek. Dalhousie Üniversitesi agri-food analytics laboratuvarı direktörü Sylvain Charlebois, “Kanada doları düşerken, marketlerin alım gücü giderek azaldığı için meyve ve sebze fiyatlarında hareketlilik bekliyoruz,” diyor. Buna karşın, süt ve kümes hayvanı ürünleri gibi sektörler, halihazırda ABD ürünlerinin Kanada pazarında yer almasını sınırlayan mevcut tarifeler ve arz yönetimi politikaları sayesinde nispeten stabil kalacak.

“Buy Canadian” Hareketi: Yerli Ürünlere Yöneliş

Ticaret anlaşmazlıklarının yarattığı belirsizlik, Kanada tüketicileri arasında yerli ürünleri tercih etme yönünde güçlü bir motivasyon oluşturdu. Marketlerde ve alışveriş merkezlerinde “Buy Canadian” etiketleri giderek daha belirgin hale geliyor. Kanada Bağımsız Bakkallar Federasyonu’nun (CFIG) kamu politikası ve savunma sorumlusu Kıdemli Başkan Yardımcısı Gary Sands, “Tüketiciler, mağazalarda daha belirgin yerli ürün tanımlamalarını görmek için büyük bir istek duyuyor,” diye ifade ediyor. Sands, “Bağımsız bakkallar olarak, tüketicilerin yerli ürünleri tercih etme eğilimini destekleyen kampanyalarımızı sürdürüyoruz. Bu hareket, yalnızca Amerikan ürünlerini dışlamak anlamına gelmiyor; yerel ekonomiyi desteklemek için atılmış güçlü bir adım,” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Sands, ayrıca “Buy Canadian” hareketinin geçici bir tepki olmadığını, uzun vadeli bir değişim trendine işaret ettiğini belirtiyor. Şimdiden bazı perakendeciler, mağazalarında Kanada yapımı ürünleri öne çıkararak olumlu tepkiler alıyor.

Sonuç

Ticaret savaşının gölgesinde, Kanada tüketicileri günlük yaşamın vazgeçilmez kalemleri olan gıda ve diğer temel ürünlerde yaşanabilecek fiyat artışlarından endişe duyuyor. Aynı zamanda, “Buy Canadian” hareketi, yerli üretimi destekleyerek ekonomik bağımsızlık ve ulusal kimlik konusunda önemli bir rol oynuyor. Bu durum, uzun vadede hem tüketici alışkanlıklarını değiştirebilir hem de yerel üreticilere büyük bir avantaj sağlayabilir.

Yorum bırak