Tory’ler Tory’lere mi karşı?
Kanada’da siyasetin gündemden hiç düşmediği bir döneme tanık oluyoruz. Eylül 2021’de gerçekleşen federal seçim sonrasında özellikle ana muhalefet partisi olan Conservative Party of Canada (CPC – Muhafazakar Parti) cephesinde sular hiç durulmadı. Duruşuyla parti değerlerini ve tabanın isteklerini yansıtmamakla eleştirilen CPC lideri Erin O’Toole meclis grubunda yapılan oylama ile liderlik görevinden istifa etti.
CPC: Kendi içinde bölünen bir ana muhalefet partisi
Seçim sürecinde en çok konuşulan konulardan bir tanesi aslında CPC’nin Kanada sağını temsil etmek yerine, merkeze yaklaştığı ve birçok konuda Liberal Parti’ye yakın seçim vaatlerinde bulunduğu yönündeydi. Özellikle eski CPC parti üyesi Maxime Bernier’in kurmuş olduğu sağ kanat partisi People’s Party of Canada’nın (PPC) en az 10 seçim bölgesinde CPC oylarını kazanmış olması da CPC’nin duruşuna ve sağı temsil kabiliyetine gelen eleştirileri artırmıştı.
Seçim sonrasında CPC her parti gibi seçim sürecini değerlendirmek için bir performans denetim süreci başlattı. Bu performans denetimi, parti içerisinde kurulan bir komite ve Alberta meclis üyesi James Cumming tarafından yürütüldü ve seçim sürecinde 4 ay boyunca görev alan 500’e yakın kişi ile görüşülerek hazırlandı. Ocak ayının son haftasında açıklanan performans denetim raporuna göre:
- CPC lideri ve adayı Erin O’Toole 36 gün süren kampanya dönemine oldukça iyi başladı,
- Lakin kampanya ekibi tarafından o kadar fazla yönetildi ve yönlendirildi ki kampanyanın en kritik dönemlerinde kendi olamadı,
- Seçmenlerle samimi bir bağ kuramadı,
- Silahlanma ve Covid-19 kısıtlamaları konusunda net bir duruş sergileyemedi,
- Bu sebeple de kampanya sürecinin sonuna doğru düşük performans gösterdi.
Raporun açıklandığı hafta içerisinde 5,002 kişinin katılımıyla gerçekleşen bir Angus Reid anketi ise Erin O’Toole’u bir lider olarak onaylayan kişilerin oranının son 5 ayın en düşük seviyesine geldiğini ve yüzde 26’da kaldığını açıkladı. Aynı anket, New Democratic Party (NDP) lideri Jagmeet Singh’in yüzde 51, Başbakan Justin Trudeau’nun ise yüzde 42 oy aldığını gösterdi. Özellikle bu anket sonuçlarının CPC kurultayını memnun etmediği haberleri kulislerde dolaştı.
Seçimin hemen sonrasında, parti kurultayında Erin O’Toole’un liderlik sürecinin değerlendirilmesi için teşebbüslerde bulunan parti üyeleri ve senatörler olmuştu. İlk olarak, 20 Eylül’deki seçimlerin üzerinden 24 saat geçmeden, CPC parti kurultayı üyelerinden Bert Chen, O’Toole’un kamu harcamaları ve petroldeki karbon fiyatlandırmasına karşı duruş sergileyemediği için görevden alınması yönünde change.org’da imza süreci başlattı. O dönemde Bert Chen hakkında parti içinde soruşturma başlatılıp görevinden uzaklaştırılırken, sadece Alberta meclis üyesi Shannon Stubbs parti kurultayını O’Toole’un liderlik değerlendirmesi için göreve çağırdı.
Hemen akabinde ise kasım ayında Senatör Denise Batters silah kontrolü ve karbon vergileriyle alakalı duruşunun parti değerlerini yansıtmadığı gerekçesi ile O’Toole’un liderliğinin değerlendirilmesi yönünde kampanya başlattı. O’Toole, Saskatchwean Senatörü Denise Batters’ı bu kampanyası sebebiyle ulusal parti grubundan çıkarsa da, Senatör Batters gerek senatodaki Tory grubunda gerekse Saskatchewan bölge parti grubunda yer almaya devam etti.
Özellikle her ne kadar mecliste oy birliği ile kabul edilmiş olsa da LGBTQ+ dönüşüm-onarım terapisinin kaldırılması (conversion therapy ban) ve son dönemde Ottawa’da kamyon şoförlerinin başlattığı aşı ve Covid önlemleri karşıtı protestolarda parti tabanı ile O’Toole’un ayrı düştüğü de kulislerde ve haberlerde konuşulan başlıklar arasında yer alıyordu.
CPC: 2015’ten bu yana 3 kez parti lideri değiştirdi
31 Ocak Pazartesi günü 35 milletvekili imza toplayarak bir sonraki grup toplantısında O’Toole’un liderliğinin değerlendirilmesini talep etti. 2 Şubat Çarşamba günü CPC meclis grubunda yapılan oylamada 118 milletvekilinden 73’u Erin O’Toole’un parti liderliğini desteklemedikleri yönünde oy kullandı ve O’Toole twitter hesabından yayınladığı video ile bundan sonra sadece meclis üyesi olarak görevine devam edeceğini açıkladı.
Bu açıklama ile, Liberal Parti 2015’ten beri Justin Trudeau liderliğinde ilerlerken, CPC resmi olarak 3. kez parti liderini değiştirmiş oldu.
CPC’nin bir sonraki resmi ulusal parti lideri seçimi 2023 yılında. Bir sonraki seçime kadar CPC’ye liderlik yapması için Manitoba eyaleti Portage-Lisgar bölgesi meclis üyesi Candice Bergen seçildi. Okuyuculara not : Lütfen bu Candice Bergen’i Hollywood’un Oscar adayı oyuncularından Candice Bergen ile karıştırmayın 😊
Candice Bergen’in CPC tabanı tarafından desteklendiği ve parti içerisinde de sevilen bir isim olduğu biliniyor. Özellikle Liberal Parti hükümeti altında artan bütçe açıklarına getirdiği eleştiriler, kürtaj karşıtı duruşu ve son günlerde de O’Toole’un Ottawa’ya aşı zorunluluklarının kalkması için protesto yapmaya gelen kamyon şoförleri ile görüşmesini desteklemesiyle gündemde yer almakta.
CPC : Şimdi ne olacak?
Bundan sonraki süreçte Candice Bergen 2023’te yapılacak CPC liderlik seçimlerine kadar partiye liderlik edecek. Kendisi 2020 yılındaki liderlik seçimlerinde de aday olmak istediğini belirtmiş, lakin Fransızcası akıcı olmadığı için adaylığını koymaktan vazgeçmişti.
Bu süreçte, farklı milletvekillerinin ve CPC parti üyelerinin de adaylıklarını koyacağı öngörülüyor.
Örnek vermek gerekirse 2004’ten bu yana CPC meclis üyesi olarak görev yapmakta olan ve Stephen Harper döneminde de bakanlık yapmış olan Pierre Poilievre 5 Şubat itibariyle adaylığını açıklamış durumda. Kendisi özellikle ekonomi politikaları, azalan tüketici alım gücü ve artan enflasyon sorunlarından sorumlu CPC meclis üyesi olarak, mecliste Liberal Parti hükümetini sıkça eleştirmektedir. Poilievre, daha önce de parti liderliği adaylığını belirtmiş olup, son anda ailesine yeterli vakit ayıramayacağını öne sürerek adaylıktan geri çekilmişti.
Kulislerde olası adaylık için adı geçen diğer isimler arasında, Haldimand—Norfolk bölgesi meclis üyesi Leslyn Lewis, Alberta Premier’i Jason Kenney, Ontario Premier’i Doug Ford ve Ontario Eyaleti Ulaştırma Bakanı ve Fransız İlişkileri Bakanı Caroline Mulroney yer alıyor.
Önümüzdeki dönemde CPC gündemden düşmeyecek gibi duruyor. CPC, olası bir erken seçim ya da 2025 dönemi seçimleri için liderliğini ve sağ kanattaki duruşunu netleştirmeye çalışırken, Liberal Parti’nin ise ana muhalefet partisindeki bu değişiklikleri ve belirsizlikleri kendi avantajına çevirmesi bekleniyor.
Bizler de, herkes gibi izleyip göreceğiz ve sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz!
1 Yorum
Ilker
Çok güzel yazı, elinize sağlık.