Depresyon ve anksiyete Kanada’da virüs gibi yayılıyor. Kanada Bağımlılık ve Ruh Sağlığı Merkezi’nin raporuna göre anksiyete, depresyon ve yalnızlık ile boğuşan Kanadalıların sayısı 2020 baharından beri epey arttı. Yani Covid-19’un hayatlarımızı fazlasıyla etkilemeye başladığı o dönemden beri.
Raporun detaylarına göre yaş önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Genellikle 18-39 yaş arası bireylerde depresyon ve farklı seviyelerde anksiyete daha fazla görülüyor. Diğer önemli bir faktör ise “cinsiyet” olarak raporlanmış. Kadınlarda anksiyete, yalnızlık hissi ve depresyon fazlasıyla artış gösterirken, erkeklerde daha belli belirsiz bir artış olmuş. Raporu hazırlayanlardan biri olan Dr. Samantha Wells, bu hastalıkların kadınlarda daha fazla görülmesinin sebebini iş hayatında ve evde üstlendikleri sorumluluklara ve zorlu iş koşullarına bağlıyor.
Raporun başka bir kısmı ise virüs kapıp hastalanma korkusunun %14’ten %28’e çıktığını gösteriyor. Kanada Bağımlılık ve Ruh Sağlığı Merkezi psikiyatristlerinden Dr. David Gratzer son dalganın diğerlerinden çok daha farklı olduğunu söylüyor. İnsanların, en kötüsünün bittiğini sanarken her şeyin tekrar tepetaklak olmasının bu durumu beslediğini düşünüyor. Ayrıca Gratzer, pandeminin diğer dalgalarına göre insanların şu an hiç olmadığı kadar negatif düşüncelere kapıldığının ve mental dayanıklılıklarının azaldığının altını çiziyor. Pandemiden önce de mental rahatsızlıkların epey yaygın olduğunu belirten Gratzer, bu durumun son Covid-19 hastası da taburcu olana kadar değişmeyeceğini belirtiyor.
Uzmanlar, bu olumsuz hisler ve düşüncelerden sıyrılabilmek adına kendine vakit ayırmanın ve nefes egzersizlerinin faydalı olacağı görüşünde. Ayrıca sosyal medyadan uzaklaşmak da zihni boşaltıp farklı aktivitelere yönelebilmek adına önemli.
Kaynak: Narcity