Kanada her yıl binlerce uluslararası öğrenci kabul ediyor. Bu öğrencilerin çoğu çok da varlıklı ailelerden geliyor olmasalar da burada eğitim alabilmek için hatta yeni bir hayata başlayabilmek için yüklü miktarda para ödüyorlar. Ne yazık ki yeni bir hayata başlıyor olma kararının getirdiği gerçekler zorlayıcı olabiliyor.
Pek çok güçlüğün yanında hem sosyal anlamda yalnızlaşma ihtimaliyle hem de işverenler tarafından sömürülme ihtimaliyle karşılaşabiliyorlar. Toronto Star’ın hazırladığı “Hard Lessons” adındaki yeni seride ise Kanada’nın yabancı öğrencilerin beklentilerini ne kadar karşıladığı inceleniyor.
Yabancı öğrenci olmak, öğrenmenin hem sınıfta hem de sınıfın dışında hayatın tam merkezinde gerçekleştiği, sert gerçeklerle dolu bir macera. Aileden uzakta olmak, yeni bir kültürün içine düşmek, yeni sosyal kurallara uyum sağlamaya çalışmak veya sıfırdan bir kariyer çizmek gibi kendini yeni yeni deneyimlerin içinde bulan yabancı öğrencilerin “keşke daha önce bilseydim” dediği pek çok şey var.
Tüm bu karşılaştıkları sıkıntıların yanında aynı zamanda buradaki öğrencilere göre 3-4 kat fazla eğitim ücreti ödeyen yabancı öğrencilerin Kanada’nın ekonomisine katkısı çok büyük. Uluslararası öğrencilerin Kanada ekonomisine yıllık katkısı yaklaşık 21 milyar dolar.
Bu öğrenciler, Kanada’nın en büyük geçici göçmen işçi kaynağı ve geleceğin Kanadalıları. Geçtiğimiz üç yıl içinde pandeminin etkisine rağmen 350.000’den fazla yabancı öğrenci mezuniyet sonrası çalışma izni aldı. Hatta sadece 2019’da yabancı öğrencilerin 60.000’e yakını kalıcı oturma izni aldı.
Yine de, Kanada’da geçici olarak ikamet ediyor olan bu uluslararası öğrenciler burada kalıcı ikamet edenlerin yararlandıkları hizmetlerden yararlanamadıkları için ya başkalarının deneyimlerinden ya da çeşitli desteklerden yararlanıyorlar.
Toronto Star, yeni oluşturduğu seride daha önce bu yollardan geçmiş yabancı öğrencilerin deneyimlerini ve geleceğin öğrencilerinin buraya gelmeden önce bilmeleri gerekenleri paylaşıyor.
“Network oluşturmaya zaman kaybetmeden başlayın.”
Jaspreet Kaur 2018’de henüz 19 yaşındayken Toronto’ya gelmiş. Ailesinden ilk kez ayrı kalmış olmasının yanında aynı zamanda yemek yapmayı, giderlerini planlamayı, günlük karşılaştığı çeşitli problemleri çözmeyi ve bağımsız kararlar almayı öğrenmesi gerekmiş. Ailesi görüntülü aramalar aracılığıyla ellerinden geldiğince destek vermeye çalıştıysa da Kanada’da her şey çok farklı yürüdüğü için, çok da elle tutulur bir tavsiye vermeleri mümkün olmamış.
Brampton’da yaşayan ve 22 yaşında olan Kaur 2020’de Sheridan College’ın Sosyal Hizmetler Programından mezun olmuş ve şu anda Kanada’da mezuniyet sonrası çalışma izniyle bulunuyor. Kaur ilk zamanlarını şöyle ifade ediyor: “Bir başına olmak ve her şeyi kendi başına çözmeye çalışmak çok zor. Bunun da yanında çok fazla zorlukla mücadele ediyorsun.” ve ekliyor “Her gün ağlıyordum.”.
Uluslararası öğrenciler eğitimleri sırasında kampüs içinde sınırsız, kampüs dışındaysa 20 saat çalışma iznine sahip olsa da Kaur’un ifadesine göre Kanadalı bir referans olmadan iş bulmak çok zor. Kaur memleketi olan Punjab’da daha önce hiç çalışmamış çünkü orada aileler çok zor durumda değilse gençlerin çalışıyor olması çok normal karşılanmıyormuş.
İlk işini buraya geldikten 9 ay sonra bulabilmiş ve iş hayatına süpermarkette kredi kartı satarak başlamış.
“Burada insanlarla nasıl konuşacağımı bilmediğim için edinebileceğim her türlü deneyime ihtiyacım vardı. Üç ay kadar süren bu deneyim için minnettarım çünkü iletişim becerilerimi kuvvetlendirmeme büyük katkısı oldu.” diyen Kaur daha sonra kampüste öğrenci işleri temsilcisi olarak iş hayatına devam etmiş.
Profesyonel bir network oluşturmak amacıyla Oakville’de bir iş merkezinde ücretsiz staj yaparken aynı zamanda hayatını sürdürebilmek için Burger King, LCBO ve depolarda çalışmış.
Diğer yabancı öğrenciler Kaur’a hayatını daha kolay sürdürebileceği daha küçük yerlere taşınmasını önermişler. Çünkü böyle yerlerde fast food zinciri yönetmek bile kalıcı oturum iznini almasında yardımcı olabilecek bir durum.
Ancak Kaur ailesinin zar zor ödediği yüksek eğitim masraflarını çıkarabilmek adına kendi alanında kariyer yapmaya odaklanmış ve Şubat 2021’de Mississauga’daki bir sosyal hizmet kurumunda toplum sağlığı elçisi olarak sözleşmeli bir işe girmiş.
“Network’unuzu mutlaka genişletmelisiniz. Bu konuda profesörlerinizle mutlaka konuşun çünkü bana en çok ipucu veren onlar oldu. Ayrıca stajlı bir programa kaydolmak da kesinlikle çok işe yarıyor. Pek çok kişi network oluşturmak yerine iki üç işte birden çalışmayı seçiyor. Ancak kalıcı oturum izninizi almak istiyorsanız alanınızda iyi bir işe ve iyi bağlantılara ihtiyacınız var.”
“İyi ki Google ve YouTube var.”
Hindistan’dan işletme lisans derecesi olan Ayush Verma, Queen’s Üniversitesi’nde çok daha pahalı olan başka bir lisans programından ziyade, Kingston, Ontario’daki St. Lawrence College’de proje yönetimi ve uluslararası işletme yönetimi programlarına kaydolmayı seçmiş.
2019’da Kanada’ya gelmeden çok önce buraya yerleşirken ihtiyaç duyacağı banka hesabı nasıl açılır, toplu taşıma nasıl işliyor gibi bilgilerin hepsini YouTube’daki videolar sayesinde öğrenmiş. Elbette okullardaki öğrenci temsilcilerinden bu bilgileri genel olarak edinebiliyorsunuz ama Verma’nın ifadesine göre bunların hiçbiri YouTube’da deneyimlerini birebir paylaşanların yerini tutmuyor.
Geçen ilkbaharda mezun olan ve ekim ayından bu yana mezuniyet sonrası çalışma izniyle bir restoranda çalışan 23 yaşındaki Verma Google ve YouTube’nin varlığı için minnettar.
İlk geldiğinde burada hayatını kurmak, SIN numarasına başvurmak, telefon hattı satın almak, Hindistan merkezli bir bankada hesap açmak ve Kijiji aracılığıyla Kingston’da kalacak bir yer bulmak amacıyla birkaç günlüğüne Mississauga’da bir otelde kalmış.
Kingston’da yaşarken evini 6 diğer öğrenciyle paylaşıyormuş ancak onların hepsi de Hindistan’dan geldiği için Kanadalılarla iletişim kurma konusunda kendini epey eksik hissetmiş.
“Hepsi yabancı öğrenci ama hepsi de Hindistan’dan olduğu için geliştiğimi hissedemedim.” diye durumu özetliyor Verma.
Gelişinden birkaç ay sonra şehir merkezindeki bir paten pistinin yakınlarında bir polis memuruyla tanışmış ve Kanada’daki hayatıyla ilgili ettikleri kısa bir sohbet ona bambaşka kapılar açmış. Polis memuruyla yakın arkadaş olan Verma daha sonra memurdan akşam yemeği daveti almış. Yeni arkadaşının evine konuk olan Verma Kanada’daki aile yaşamı hakkında da fikir edinme şansı yakalamış.
Hindistanlı pek çok arkadaşı Verma’ya Brampton taşınması tavsiyesinde bulunmuş olsa da Verma küçük bir toplulukta yaşamaktan gayet memnun.
“Bence Büyük Toronto’daki okullar fazla abartılıyor. Hem eğitim masrafları çok fazla hem de kiralar çok pahalı. Orada yarı zamanlı çalışan bir öğrenci olmak pek mümkün değil. Bu yüzden ben de arkadaşlarıma hep Kingston ya da Cornwall gibi küçük yerlere gelmelerini öneriyorum. Buralarda da iş bulabilirler ve kiralar epey ucuz.”
“Kanada’da çalışmaya uygun olup olmadığınızı sorarlarsa, sadece ‘evet’ deyin.”
Ürdünlü eski bir uluslararası öğrenci olan Fares Khouri de küçük topluluk hissinden etkilenerek Peterborough’daki Trent Üniversitesi’ni seçmiş. Kanada’da büyümemiş biri olarak dışardan gelen birinin burada sıfırdan kendi sosyal ve profesyonel ağlarını kurması gerektiğini söyleyen Khouri, gönüllülü çalışmanın bu ağı oluşturmanın en iyi yolu olduğunu belirtiyor.
2008’de eğitim için Kanada’ya gelen Khouri 2017’de kalıcı oturum iznini almış.
“Gönüllü işler yaptığınız zaman Kanada’daki çalışma hayatına ne kadar uyum sağladığınızı kanıtlama şansınız oluyor. Böylece bir pozisyon açıldığında, bir fırsat oluştuğunda onu siz yakalayabiliyorsunuz.”
Özellikle kendisi gibi Siyaset Bilimi gibi bir alanda uzmanlaşmış biri için iyi iletişim becerilerine sahip olmanın ne kadar önemli olduğunun da altını çiziyor.
Khouri, ilk olarak Peterborough’da gönüllü işler yapmış. Sonrasında sözleşmeli olarak, bölgeye yeni gelenler için yürütülen bir mentorluk programında çalışmış. Daha sonra da pazarlama ve bağış işleri yapan bir firmada kariyerini sürdürmüş.
Şu anda 32 yaşında olan ve Toronto’da halkla ilişkilerde çalışan Khouri: “Kapı kapı dolaşıp bağış toplamak bana epey iletişim becerisi kazandırdı. Pek çok insanla tanışıp, Kanadalıların nasıl sohbet ettiğini nasıl şakalaştığını öğrendim. En önemlisi de bu deneyim beni mental olarak güçlendirdi.”
Bazı işverenler, bir sürü evrak işiyle uğraşmamak için veya sponsor olmak mali yük anlamına geleceği endişesiyle uluslararası öğrencileri işe almakta tereddüt ediyor.
“Kanada’da çalışmaya uygun olup olmadığınızı sorarlarsa, evet deyin. Cevap ne kadar kısa olursa o kadar iyi. Tek bilmeleri gereken burada yasal olarak çalışabileceğiniz” diyen Khouri ekliyor “Çalışma izni sayesinde orada bulunduğunuzu söylemeniz durumu karmaşıklaştırıyor.”
“Dolandırıcılara dikkat!”
Jemy Sta.Ana tam da pandeminin ortasında Kanada’da yeni bir hayata başlamanın epey zorlayıcı olduğunu söylüyor. Filipinler’den gelen bir uluslararası öğrenci olan Sta.Ana aynı zamanda kalıcı oturum izni alabilmek için zamanla yarıştığını ifade ediyor.
Sadece faturalarını ödemeye yardımcı olmakla kalmayıp, aynı zamanda Kanada Ulusal Mesleki Sınıflandırması (NOC) O, A veya B kapsamında şart koşulan uygun işlerden – esasen yönetimsel veya vasıflı ve yarı vasıflı işler – birine girmek için acele etmesi gerekiyor.
Yabancı öğrenciler akademik programlarının uzunluğuna bağlı olarak mezuniyet sonrası çalışma izni almaya hak kazanıyorlar. Geçen yıl ağustos ayında Humber College’de bir yıllık Pazarlama ve Yönetim programı okumaya gelen Sta.Ana’nın da kalıcı oturum izni şartlarını yerine getirebilmek ve gereken iş deneyimini kazanabilmek için eğitimden sonra sadece bir yılı var.
Bazen, gerekli iş deneyimini kazanmaya çalışan uluslararası öğrenciler, kötü niyetli işverenler tarafından tuzağa düşürülüyorlar veya dolandırıcılığın kurbanı oluyorlar.
Tam zamanlı olarak okuluna devam ettiği sırada Facebook’ta bulduğu bir iş ilanıyla sanal asistan olarak işe alınan Sta.Ana işin esnekliği sebebiyle ilk başta bu duruma çok sevinmiş. Bu fırsatı değerlendirmeden önce de işverenle ilgili olarak sosyal medyada araştırma yapmış ve her şeyin normal göründüğü kanısına varmış.
İlk hafta her şeyin normal gittiğini belirten Sta.Ana patronunun mail yazışmaları ve diğer büro işleriyle ilgilenmiş. Daha sonra bir gün işvereninden, müşterileri için hediye kartları alması gerektiğini belirten bir e-posta almış. Markete gitmesi için Uber yolculuğunu işvereni karşılamış ve hediye kartları için de çek yollamış. Sta.Ana görevini yerine getirdikten sonra hediye kartlarını işverenine yollamış. Ayrıca aldığı çekleri de hemen bozdurmaya çalışmış ama ertesi gün çekler karşılıksız çıkmış ve işverenine de hiçbir şekilde ulaşamamış.
“İşverenime hemen mesaj attım ve geçimimi sağlamak için bu paraya ihtiyacım olduğunu söyledim. Böyle bir para Filipinler’de 4 aylık maaşa denk.” diyen ve polise gitmeye de korkan Sta.Ana bu deneyiminden şu sonuca varmış: “O zaman anladım ki Kanada’da kimsemiz yok ve tek güvenebileceğimiz kişi yine kendimiziz.”
“Sıkı çalışın!”
Hindistan’daki diğer yaşıtları gibi, Rincy Jedison Reeta da eğitim planı için, okulu bulmaktan ve öğrenci vizesini almaya kadar her şeyi halletmesi için bir eğitim acentesine başvurmuş.
Acente ona sadece iki seçenekle dönmüş ve ikisi de Brampton’daki kuzenlerinden uzakta daha küçük yerlerdeymiş. Seçim yapması için son 2 gün kala St. Lawrence College’de iki yıllık İşletme Muhasebesi programına kayıt yaptırmış.
22 yaşındaki öğrenci, Kanada’da eğitim planlayanlara okulu seçmekten kalacak yer ayarlamaya kadar her şeyin detaylıca belirlendiği çok iyi bir planlama yapmalarını öneriyor. Ayrıca Reeta daha sonra kalıcı oturum izni alabilmesi için iş gerekliliklerini ve izlemesi gereken adımları iyice araştırıp öğrendiğini belirtiyor.
Bir yıldan fazla süreli mezuniyet sonrası çalışma izni alabilmek için 2 yıllık bir program seçtiğini belirten Reeta ekliyor: “Gelecekteki iş arayışınızla bağlantılı olacak bir bölüme yönelmelisiniz ve araştırmanızı iyi yapmalısınız. Eğer bir yıllık bir program seçerseniz sadece bir yıl çalışma izni alabiliyorsunuz bu da çok sürdürülebilir bir seçenek olmuyor maalesef.”
Reeta network’unu genişletebilmek için LinkedIn’den muhasebe uzmanlarına ulaşarak onlardan sektörle ilgili tavsiyeler ve rehberlik rica etmiş. Sonunda da kasım ayında bir finans şirketinde gelir analisti olarak ilk işine girmesine yardımcı olan bir akıl hocası bulmuş.
Yine de Reeta’nın tavsiyesi: “Kimseye bağımlı olmayın veya kimseden çok şey beklemeyin. Bir şeyler elde etmek için sıkı çalışın.”
Güvenilir bir eğitim danışmanından birebir bilgi almak ve Kanada’daki eğitim hayatınızı başlatacak ilk adımı atmak için ise aşağıdaki linke tıklayarak Eğitim Bilgi Formu’nu doldurabilirsiniz. Eğitim danışmanımız uygun olan ilk zamanda sizinle iletişime geçecektir.
Kaynak: Nicholas Keung/ Toronto Star