ABD Başkanı Donald Trump, Kanada’da bulunan dev bir “musluğun” açılarak kurak ABD güneybatısına su taşınabileceğini ima etti. Ancak gerçekte böyle bir musluk yok. Peki, Columbia Nehri Anlaşması nedir ve Trump’ın sözleri ne anlama geliyor?
Columbia Nehri: Doğanın Gücü, İnsanın Kontrolü
Columbia Nehri, Britanya Kolumbiyası’ndaki Columbia Gölü’nden doğar ve Rocky Dağları’nı aşarak ABD’nin Pasifik Kuzeybatısı’na kadar uzanır. Bir zamanlar vahşi ve özgür akan bu nehir, artık hem ana kolda hem de birçok kolu üzerinde inşa edilen barajlarla yoğun şekilde kontrol altında.
1960’lardan beri Columbia Nehri’nin su akışı ve kullanımı, Columbia Nehri Anlaşması ile düzenleniyor. Bu anlaşmanın bazı maddeleri 2024’ten beri yeniden müzakere ediliyor.
Anlaşmanın Temeli: Taşkın Kontrolü ve Hidroelektrik
Columbia Nehri Anlaşması, temelde iki konuya odaklanır: taşkın kontrolü ve hidroelektrik enerji üretimi. Anlaşmanın imzalandığı 60 yıl önce, Yerli hakları ve ekolojik denge gibi konular ikinci plandaydı.
Taşkın kontrolü, nehir boyunca inşa edilen barajlar sayesinde sel riskini azaltmayı amaçlar. Calgary Üniversitesi’nden hukuk profesörü Nigel Bankes, “Taşkın kontrolü listenin başında çünkü bu konu hayat kurtarıyor,” diyor.
Sulama ve Enerji: ABD’nin Önceliği
Columbia Nehri’nin suları sulama için de kullanılıyor, ancak anlaşma kapsamında bu, taşkın kontrolü ve hidroelektrik üretiminin gerisinde kalıyor. ABD’de, özellikle Oregon ve Washington eyaletlerinde, nehir suları geniş tarım arazilerini sulamak için kullanılıyor.
Grand Coulee Barajı, Columbia Nehri üzerinde yer alır ve devasa bir rezervuar olan Lake Roosevelt’i besler. Bu rezervuar, hem sulama hem de enerji üretimi için en verimli şekilde kullanılmak üzere mümkün olduğunca dolu tutulur.
Trump’ın “Musluk” Söylemi: Gerçekçi mi?
Trump, seçim kampanyası sırasında Kanada’da bulunan dev bir “musluğun” açılarak ABD’nin kurak güneybatısına su taşınabileceğini ima etti. Ancak Columbia Nehri, Los Angeles gibi bölgelere ulaşmak için 1.000 kilometreden fazla mesafe kat etmek zorunda. Bu tür bir proje, devasa bir altyapı gerektirir ve şu anki koşullarda gerçekçi değil.
Bankes, “Musluğu açamazsınız, çünkü musluk zaten açık. Bu su sadece Portland’a kadar ulaşır,” diyor.
Anlaşmanın Geleceği: Müzakereler ve Tartışmalar
Columbia Nehri Anlaşması hala yürürlükte. Ancak anlaşmanın bazı maddeleri, orijinal metinde belirlenen zaman çizelgesine göre yeniden müzakere ediliyor. Bu müzakerelerde, ekolojik denge ve Yerli toplulukların hakları gibi konular da gündeme geliyor.
ABD, tarihsel olarak Kanada’daki barajları taşkın kontrolü için yönetme hakkına sahipti. Ancak Eylül 2024’te bu yetki otomatik olarak sona erdi ve sistem “çağrı üzerine operasyon” modeline geçti. Bu, ABD’nin önce kendi rezervuarlarını kullanması gerektiği anlamına geliyor.
Parasal Boyut: Kim Ne Kadar Ödüyor?
Orijinal anlaşmada, ABD Kanada’ya taşkın kontrolü için tek seferlik 64 milyon dolar ödedi. 2024’te varılan mutabakat zaptına göre, Kanada yıllık 37,6 milyon dolar taşkın kontrolü ödemesi alacak. Ayrıca, hidroelektrik enerjiden elde edilen gelirin bir kısmı da Kanada’ya aktarılıyor.
Ancak ABD, özellikle ana baraj sahipleri, Kanada’ya ödenen miktarın fazla olduğunu savunuyor. Müzakerelerde, ABD’nin Kanada’ya ödediği faydaların zamanla azaltılması hedefleniyor.
Sonuç
Columbia Nehri Anlaşması, Kanada ve ABD arasında su kaynaklarının yönetimi konusunda kritik bir role sahip. Trump’ın “musluk” söylemi, gerçekçi olmaktan uzak olsa da, anlaşmanın geleceği ve su kaynaklarının paylaşımı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.
Kanada ve ABD arasındaki müzakereler, hem ekolojik denge hem de ekonomik çıkarlar açısından büyük önem taşıyor. Bu süreç, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceğini de şekillendirecek.